29 Ocak 2019 Salı

HAYVANLARDA KUANTUM BİOFEEDBACK TERAPİ


Dr. Gülay Ertürk
Active Veteriner Sağlık Merkezi,Ankara
( Yayınlanan yazıların telif hakkı Dr.Gülay Ertürk'e aittir. Kaynak gösterilerek paylaşılabilir..)


                      HAYVANLARDA KUANTUM BİOFEEDBACK  TERAPİ

Kliniğimizde uzun zamandır kullandığımız Kuantum Biofeedback Terapi ile ilgili olarak sizlerden gelen soruların yanıtlarını bu yazımda bulacaksınız.
Kuantum  Biofeedback Terapi nedir?
Kuantum Biofeedback Terapi; kuantum yani atomaltı düzeyde, vücudun elektromanyetik enerji titreşimlerini saptayıp, yorumlayıp  dengelemek suretiyle, vücudun kendi kendini onarıp, iyileşmesini sağlayan  bir  enerji  terapisidir.
Dünyadaki her şey enerjiden ibarettir.   Bu enerji ,ölçülebilir.  Vücut da, megahertz olarak ölçülen biyolojik bir frekansa sahiptir.,Dr. Bruce Tainio, insan vücudunun frekansını, yıllar önce yaptığı bir çalışmada, 62-70 MHz olarak bulmuştur. Vücudun bütününün ve bütünü oluşturan  her  bir doku ve  organının,  ayrı bir elektromanyetik titreşim frekansı  vardır. Tüm organlar ayrı ayrı titreşir. Bunların toplamı, vücudun genel  frekans spektrumunu belirler. Titreşim enerjisi, yani frekans  bozulduğunda, organların fonksiyonları da bozulur.Organ dokularını  oluşturan hücreler, doğru titreşimdeyken sağlıklıdır. Titreşim bozulmuşsa, sağlıkları da bozulur, böylece hastalıklar ortaya çıkar. Doğru titreşimler  yeniden sağlanırsa, o organın enzim ve hormonları da doğru salgılanmaya başlar. Vücut böylece kendi kendini iyileştirir.Aslında, her hastalığın bir frekans değeri olduğu ve o hastalığı yok edecek başka bir frekans değeri de olduğu 1920’lerden beri biliniyor. Dr. Royal Rife, o yıllarda kendi  icat ettiği frekans cihazı ile, Tüberkülozun 583 KHz ‘de geliştiğini, bulmuştu örneğin. 1935-1940 yılları arasında, frekans tedavisi ile, birçok doktor, hastalarını bu şekilde  iyileştirdiler.Bozulan frekans sonucu hastalık baş gösterdiğinde; tedavi etmek için, ya konvensiyonel tıpda olduğu gibi, ilaçlar kullanılıp  mevcut semptomlar (şikayetler)bertaraf edilir, ya da hücrelerin iç faaliyetleri düzenlenerek vücudun kendini iyileştirmesi ,enerji bazında  sağlanır.Bu terapi ile enerji bazında iyileşme sağlanır.

Kuantum Biofeedback Terapi  Hayvanlarda  Nasıl Yapılır?
Hastanın  elektromanyetik enerji titreşimlerinin analiz ve dengelenmesini sağlayan, bilgisayar tarafından çalıştrılan bir terapi cihazı ile yapılır.Bu terapinin pet hayvanlarındaki  uygulaması için hasta; vücuda elektomanyetik titreşimlerin gidip gelmasine izin veren özel bir pet pad üzerinde tutulur. Büyük hayvanlar (at) için aynı işlevi gören halter  ve öze bir örtü  (titreşimlerin geçişine izin veren özel bir battaniye)   kullanılır. İnsanlar için ise baş ve bileklere takılan harnes’lar(elektrot) vardır. 5 dakikalık bir check up ardından, bulgular değerlendirilir.Değerlendirip, yorumlamanın ardından dengeleme süreci başlar.  Saptanan hastalıklar ile ilgili olarak, her bir frekansın,  nötrleyici frekansı da sistemde vardır. Cihaz, her türlü akut ve kronik dengesizlikleri (hastalıkları) saptar, vücudu farklı frekanslarda  tarar ve vücudun bu frekanslara verdiği yanıtı alır ve standart değerlerle karşılaştırır. Yanıtları derecelendirir. Akut ve kronik dengesizlikleri belirler.Taraması yapılan bu   frekanslar  içinde, tüm patojenler,  nörotransmitterler, meridyen noktaları, organ frekansları, toksinler, bach çiçek frekansları ,alerjenler vs.  mevcuttur. Kanser, siroz gibi dejeneratif  ve otoimmun hastalıklar da  saptanırsa, enerjetik olarak yine dengelenir. 
Kuantum Biofeedback Terapi’de Kullanılan Cihaz Nedir?
Biz kliniğimizde bu amaçla Eductor adlı cihazı kullanıyoruz.  Eductor; William Bill Nelson adlı bir mühendis tarafından, NASA’nın Apollo Uzay Projesinde kullanılmak amaçlı geliştirilmiş bir cihazdır.Bu cihaz, binlerce farklı frekans bilgisinin yüklü olduğu bir cihazdır. Eductor; kuantum fiziği, matematik, elektronik, tıp, bilgisayar mühendisliği gibi pek çok bilimin birleştiği bir yazılım programı yüklü bir cihazdır. Vücuttan aldığı  bilgileri toplar.Tespit edilen sorunlar için kullanılabilecek; homeopati, aromaterapi, ayurveda, kristaller, bach çiçekleri, akupunktur gibi pek çok farklı terapi yapar. Yani, sorun saptandıktan sonra, o soruna iyi gelecek homeopati, akupunktur vs. frekansları hastaya verilir. Akupunktur derken, akupunktur iğnesi kullanılmaz. Elektroakupunktur ile meridyenler dengelenir.
Bu Yöntemle Hastada Nelere Bakılabilir ve Hangi Durumlarda Kullanılır?
Bu yöntemle;
Vücudun PH yani asit-alkali dengesinin düzenlenmesi
Bakteri-virus-mantar –parazitlerin tespit edilmesi ve temizlenmesi
Allerjenlerin tespiti ve desensitizasyon ile dengelenmesi
Besin intoleranslarının tespit ve dengelenmesi
Homeopatik tedavi
 Elektroakupunktur ve meridyen dengelenmesi (akupunktur iğnesi kullanmadan)
Vücuttaki;enzim,mineral,aminoasit ,vitamin düzeylerinin ölçülmesi
Vücudun bütünsel olarak hastalık oluşturma potansiyelini taşıyan alanların belirlenmesi ve düzeltilmesi
Sindirim ve bağırsak problemlerinin  belirlenmesi, düzeltilmesi
Kan analizi (üstelik kan almaya gerek kalmadan)
Omurga problemlerinin tespit ve değerlendirilmesi
 Detoksifikasyon sağlanır.

Bu yöntem; tüm mikrobik,  dejeneratif ya da otoimmun hastalıkların yanı sıra, hayvanların davranış bozuklukları, duygusal travmalar, stres, her türlü fiziksel dengesizlikler, yaşam kalitelerinin arttırılması için enerjilerinin dengelenmesi amacıyla kullanılabilir.
Kuantum Biofeedback Terapi Sırasında, Hayvanların Tepkisi Nedir?
Frekans  alırken hayvanlar bunu normalde hissetmezler. Genel olarak, hafif bir uyku hali vardır.  Rahat ve gevşemiş olarak uyumayı tercih ederler. Başlangıçta huzursuz olsalar bile frekans olarak  enerjiyi almaya başladıktan sonra , şekerleme yaparak süreci geçirirler.
 Tüm Hastalar Tedavi Olup İyileşirler mi?
 Bu yöntemle vücudun enerjisi dengelenip, kendi yaşam gücü ile iyileşmesi sağlanır. Sürekli doğru frekanslarla enerjisel olarak denge hali sonucunda , iyileşme gerçekleşir. Ancak bu yönteme, iyileşme yöntemi  demek doğru değildir, çünkü iyileşme hastanın kendisine bağlıdır. Bu yöntem, doğru frekansı sağlayarak, iyileşmenin önündeki engelleri kaldırır.
Seaslar Ne Kadar Sürer ve Kaç Seans Gereklidir?
Hastalığın; akut, kronik, mikrobik,dejeneratif,otoimmun, alerjik, nörolojik, psikolojik,davranışsal…..vs durumuna göre tek veya çok seanslarda uygulama yapılır. Akut olaylar için  tek seans yeterli olabilirken, kronikler daha fazla seansa gereksinim oluşturabilir. Seans aralıkları, hekim tarafından, hastanın durumuna göre belirlenir. Haftada bir, ayda bir gibi.Hastanın seans sonrası aldığı yeni frekanslarla bütünleşebilmesi  için 3-4 gün gerekir. Seans, en az 1.5 saat sürer.
Bu Tedavinin Dünyadaki Geçerliliği Nedir?
Bu  cihaz 20 yıllık bir araştırmaya dayanır. Amerikan Gıda ve İlaç Dairesince(FDA) onaylanmıştır. Amerika, Almanya, Rusya’da yıllardır kullanılmaktadır.
Bu Yöntem Başka Tedavi Yöntemleri  İle Beraber Uygulanabilir mi?
Elbette. Tanısı önceden konmuş bir hasta için, normal konvensiyonel tedaviye devam ederken, enerjetik olarak da bu yöntemle hastanın iyileştirilmesi sağlanabilir.
 Bu Yöntem  Yavru ve Yaşlı Hayvanlarda da Kullanılabilir mi?
Kuantum Biofeedback Terapi yavru, erişkin, yaşlı tüm hastalarda uygulanabilir. Risk analizi ile, hastalıklar daha oluşmadan uyarı verir. Non-invaziv (kansız) bir yöntemdir. Yani, hastadan kan alıp, idrar alıp, kültür antibiyogram vs. bile yapmadan tanıyı saptayan bir sistemdir.Veteriner kliniği korkusu ve stresi yaşayan yavru ya da yaşlı tüm evcil hayvanlara kolaylıkla uygulanabilen ağrısız, acısız bir yöntemidir. Hiçbir  olumsuz yan etkisi yoktur.
Bu Terapiyi Nasıl Yaptırabiliriz?
Lütfen randevu alınız.
Active Veteriner Sağlık Merkezi
Beyler Caddesi 2769.Sokak No:5   Çayyolu / Ankara
Tel: 0 312 240 70 74  


Dr. Gülay Ertürk
Veteriner Hekim&Homeopat
( Yayınlanan yazıların telif hakkı Dr.Gülay Ertürk'e aittir. Kaynak gösterilerek paylaşılabilir..)

23 Ocak 2019 Çarşamba

KÖPEKLERE KEMİK VERİLEBİR Mİ?


Dr. Gülay Ertürk
Active Veteriner Sağlık Merkezi,Ankara
( Yayınlanan yazıların telif hakkı Dr.Gülay Ertürk'e aittir. Kaynak gösterilerek paylaşılabilir..)

KÖPEKLERE KEMİK VERİLEBİR Mİ?
Köpekler kemik yiyebilir mi? Kemikler gerçekten güvenli midir? Yoksa vermemek mi lazım.Bazı insanlar köpeklerine kemik yedirmeyi savunurken bazıları bunun tamamen yanlış olduğunu düşünürler. Sadece köpek sahipleri mi, hayır. Veteriner Hekimler arasında da bu tartışma vardır. Bazı hekimler kemik yedirin kimileri ise asla vermeyin derler. Bazıları da tavuk kemiği pirzola kemiği hariç diğerlerini önerirler. Köpeklere kemik vermelimiyiz?Pişmiş mi çiğ mi, açken mi tokken mi, büyük mü küçük mü ne sıklıkla kemik vermeliyiz?
Köpeklere kemik vermeli miyiz?
Evet, köpeklerimize kemik vermeliyiz. Kemik yemek köpekler üzerinde duygusal yararlar sağlarlar. Çiğneme, doğal bir köpek davranışıdır. Zihinsel bir uyarı sağlar. Stres attırıcıdırlar.Kemik, dişlerin temizlenmesine de katkı sağlar.
 Kemik çiği mi pişmiş mi verilmelidir?
Köpeklere pişmiş kemik verilmesi güvenli değildir.Pişmiş kemik daha sert ve kırılgandır. Çiğ vermek gerekir. Öte yandan , çiğ kemikler de , uzun süre dışarıda bırakılırsa,  Salmonella gibi gıda kaynaklı patojenler  ile kontamine olabilir. Yani, çiğ ama hijyenik kemik vermek gereklidir. Pişmiş kemik, parçalara ayrılır. Çiğ kemik,parçalara ayrılma eğilimi göstermez.Her türden pişmiş kemikler tehlikeli olabilir çünkü kırılır ve küçük, keskin parçalara bölünürler. Kemik kırıkları,ağız, dil veya diş yaralanmaları,boğulma,ağızda kesikler ve yaralar,kusma ve ishal,şiddetli kabızlık,bağırsak tıkanması gibi sağlık sorunlarına neden olabilir. Gastrointestinal kanaldan geçerken çok fazla zarar verebilecek keskin parçalara kolayca kırılırlar .Kısacası, köpeğinizi pişmiş kemiklerle beslemeyin. 
Köpeklere kemik neden verilir?
Köpeklere kemik iki açıdan verilir. Birincisi gıda amaçlı, yani karnı doysun diye. İkincisi  ise dinlenirken oyalanmak maksadıyla.Dinlenirken kemirmesi için verilen kemikler kasaptan alınabilir.Bu, hem köpeği mutlu tutmak, hem de onu bir süre yaramazlıktan uzak tutmak için yararlıdır. Genellikle büyük kemik tercih edilmelidir. Çünkü küçük kemikleri köpek yerken boğazında takılıp boğulmalara sebep olabilir.Kırılmayacak ve hayvanı boğmayacak büyüklükte kemik idealdir.Ancak büyük kemiklerde de şöyle bir risk var. Köpeğin dişi kırılabilir.
Kemiği oyalansın diye mi karnı doysun diye mi vermek gerekir?
Kemiği, eti ile beraber , öğün olarak vermek doğal hayata daha uygundur. Eğer oyalansın diye veriyorsak, yemeğini yedikten sonra tok karna vermek daha doğrudur.Tok karna verilirse, kemik parçalarının mide bağırsak ortamına batmaması için dolu midedeki besinler bariyer oluşturur. Aç midede bu kemikler batıp, zarar verici olabilir.
 Kemik yemek doğaldır. Öyleyse ya  kırılmış dişler?Doğada neden dişleri kırılmıyor?
Büyük kemikleri kemirmek evcil köpeklerin zaman geçirmelerinin bir yolu olsa da, sandığımız gibi doğal davranış değildir. Yabani hayatta kemikler, en son tüketilir. Midedeki besinler ,sivri kenarlara karşı bir miktar korunma sağlar.Yani, yabani köpekler, kemiği, avı yerken gıda olarak yer, oyalanmak için değil. Hatta, yabani köpekler, gıda kaynakları yetersiz olmadığı sürece, bir karkas üzerinde genellikle zor kemikleri  bırakırlar. Oyüzden de doğadaki köpekler dişlerini kolay kolay kırmazlar.Tarihsel kayıtlar, gıda rekabeti yoğun olduğunda etoburlarda daha yüksek kırık diş seviyeleri olduğunu göstermektedir. Büyük "yuvarlak" kemikler  bile, yerken,  kırık dişlere, diş kökünün enfeksiyonlarına, apselere ve diğer sağlık sorunlarına neden olabilir.
Kemiğin boyutu nasıl olmalıdır?
Genel bir kural olarak, eğer bir kemik köpeğinizden daha büyük bir hayvanın ağırlık taşıyan bir kemiği (yani bacak kemiği) ise, o kemiği vermek,  yerken boğulmaması  için muhtemelen en güvenlidir, ama bu kemiklerin sert ve güçlü olmaları nedeniyle köpeğinizin dişlerini kırma riski de  muhtemeldir.
Küçük hayvanların, tavşanların, tavukların vb. köpeğinizin dişlerini kırma olasılığı daha düşüktür.Ancak bu da güvenli değildir. Yerken boğazına takılıp boğulabilirler. Herhangi bir kemik küçük parçalara  bölünerek çiğnendiğinde boğulma tehlikesine neden olabilir. Bu nedenle, çiğneme sırasında her zaman köpeğinizi denetlemeli ve ağızlarından daha küçük bir boyuta geldiğinde kemiklerini almalısınız.

Köpekler kemikleri sindirebilir mi?
Bir köpeğin sindirim sistemi insanlardan çok daha kısadır ve özellikle et ve kemiği birlikte sindirmek için tasarlanmıştır.Köpeğiniz genellikle, diyetinin bir parçası olarak et ve kemiğin beraberce beslenmesi koşuluyla, herhangi bir sorun yaşamadan yediği tüm kemiği sindirir.Kemik yedikten sonra suya yeterli erişime sahip olmayan köpeklerde kabızlık  olabilir.
Köpekler kaburga kemiklerini yiyebilir mi?
Köpeğinizin, inek ve koyun gibi daha büyük hayvanların kaburga kemiği iyi bir seçim olabilir.Kaburga kemikleri ,bacak kemiklerinden daha esnek ve daha yumuşak olma eğilimindedir ve köpekler onları daha kolay tüketebilir.Ancak, köpeğiniz güzel bir çiğ kaburga kemiğini yerken  bazı kıymıklar görebilirsiniz . Kemiklerin kıymıkları köpeğin sindirim sistemine zarar verebilir. Birçok insan zarar görmeden köpeklerini kaburga kemikleri ile besliyorlar. Sonuç olarak,köpeğiniz çiğ kemikleri  yerse, onları küçük, keskin görünümlü parçalara böler ve onları yutabilir.Ancak,uzmanların çoğunun hemfikir olduğu şey, çiğ etle beslenen köpeklerin, yedikleri kemiği etlerle birlikte yerlerse,  kemik zararlarından  korunabileceğidir.Yani, kemikler dinlenme anında oyalansın diye değil de öğün olarak etle beraber verilirse daha güvenlidir.Bu nedenle, çiğ kemikler risksiz olmasa da bir tehdit olmadıkları açıktır.
Ne sıklıkla kemik verebilirim?
Haftada 2 kez çiğ kemik verilebilir. Her bir öğünde 1’den fazla vermemek uygundur. Fazlası kabızlığa neden olabilir.
Ya, tavuk kemikleri?
Pişmiş tavuk kemikleri yukarıda verilen nedenlerden dolayı tehlikeli olabilir. Ancak çiğ tavuk veya hindi kemikleri,etleriyle beraber verilirse,  çiğ beslenen köpeklerin beslenmesinin temel bir parçasıdır.
Peki ya parazitler?
Dünyanın bazı bölgelerinde, bazı hayvanlardan elde edilen et, köpeklere bulaştırılabilecek parazitleri taşır. Bu sadece domuz eti ile ilgili bir sorun değil. Balık ve diğer etler için de geçerli olabilir.
Çoğu durumda, bu parazitler, kemikler  bir süre dondurmak suretiyle öldürülebilir.Köpek yemeden evvel dondurucudan çıkarılıp çözünmesi sağlanır.



Yavru köpekler kemik yiyebilirler mi?
Evet, çiğ olmak suretiyle yiyebilirler.Ancak,yavru köpeğin büyüme, günlük enerji ve aktiviteler  için doğru besinleri dengeli bir şekilde almaya ihtiyacı vardır.Sadece kemik vermekle olmaz.
Köpekler için zararlı kemikler hangileridir?
Köpeğinizin sindirim sistemine zarar veren keskin parçalanma riski ile bağırsağı  delen veya  tıkayan küçük kemik parçaları verilmemelidir.Pişmiş kemik verilmemelidir.
Köpekler için yararlı kemikler hangileridir?
Köpekler için en iyi kemikler, çiğ ve  etli kemiklerdir.
Bütün tavuklar, bütün tavşanlar ,etli sığır veya kuzu kaburgaları, köpeklere verilebilir.
Kedilere kemik verilebilir mi?
Evet, kedilere de çiğ ve hijyenik  olmak   koşuluyla kemik verilebilir. Pişmiş kemikleri asla vermeyin, çünkü bunlar kırılabilir ve iç hasara neden olabilir veya bağırsak tıkanıklığına neden olabilir. Kanatlı boyunları kediler için süngerimsi kıkırdak yapısıyla  güvenlidir. Kemiği buzluktan çıkardıktan sonra, bir saniye kadar sıcak suya koymak  kemiğin lezzeti açısından iyi olur.Çünkü, kediler soğuk gıdadan hoşlanmaz.Kedinize haftada iki kez çiğ kemik verebilirsiz. Böylece dişleri de daha sağlıklı olur.

Son olarak;
Köpeğinizin dişlerinin kırılma riskini azaltmak için, çok büyük hayvanların kemikleriyle  beslenmemelidir.Kemik, ne çok küçük olmalıdır. Ne de köpek yerken dişini kıracak kadar büyük olmalıdır. 
Kemik yemek risksiz değildir, ancak bir köpeği çiğ etli kemikten oluşan bir diyetle beslemenin faydaları  da vardır.Kemik güvenliği, kemiğin geldiği hayvan türüne bağlı değildir, kemiğin; çiğ, esnek ve bir öğün parçası olarak verilmesine bağlıdır.

Dr. Gülay Ertürk
Veteriner Hekim&Homeopat
( Yayınlanan yazıların telif hakkı Dr.Gülay Ertürk'e aittir. Kaynak gösterilerek paylaşılabilir..)


14 Ocak 2019 Pazartesi

KUANTUM BİOFEEDBACK İLE HOLİSTİK TEDAVİ


KUANTUM BİOFEEDBACK İLE HOLİSTİK TEDAVİ

Dr. Gülay Ertürk
Active Veteriner Sağlık Merkezi,Ankara
( Yayınlanan yazıların telif hakkı Dr.Gülay Ertürk'e aittir. Kaynak gösterilerek paylaşılabilir..)

KUANTUM BİOFEEDBACK İLE HOLİSTİK TEDAVİ



Veteriner Hekim olarak mesleğimin 30.yılına doğru yaklaştığım bu süreçte geldiğim noktada artık holistik tedavi ile hastalarıma müdehale edebilmenin mutluluğunu yaşıyorum .Tedavide  inandığım bu yaklaşım, 2000’li yıllardan beri arayış ve araştırma  içinde olduğum bir konuydu. Nitekim, Homeopatiye de , holistik  yaklaşımı nedeniyle ilgi duydum.Organizmanın farklı sistem ya da organlarında görülen hastalıkları, aynı hastalığın farklı tezahürleri olduğunu  idrak edemediğinizde, organ doktoru olmaktan öteye geçemiyorsunuz. Oysa, canlı vücudu bir bütündür. Hem de bırakın tek tek organların bütünü olmayı, duygusu-düşüncesi-kanı-iskeleti… her şeyiyle bir bütündür, ve her bir parça diğeriyle bağlantılılıdır.Gerçek tedavi  de bütünü tedavi etmekle mümkündür.     Böyle bir girişden  sonra şimdi ne yaptığımdan bahsedeyim.

 
14.03.2018 tarihi hayatımda bir dönüm noktası oldu diyebilirim.Enerji tedavisi eğitimi  için başladığım yolculuğun tarihinin  de  14 mart Tıp Bayramına denk gelmesi  de manidardır.  Enerji tedavisi kuantum fiziği prensipleriyle uygulanır.Bu, canlı bedeninin temel dinamiğinin, frekanssal olduğu, doğru ve uygun koşullar veya uyaranlar sağlandığında, canlının organizmasının kendi kendini iyileştirme yeteneğinin olduğu prensibidir.  Organizmada yanlış giden şeylerin ilk belirtileri, titreşimsel ve elektromanyetik hasar frekansları şeklinde ortaya çıkar.Hastalık belirtileri ortaya çıkmadan çok önce, bu hastalanan organın hücrelerinin frekansı bozulur. Frekans bozulmasını, kimyasal değişiklikler takip eder. Henüz bir belirtinin olmaması sağlıklı olmak anlamına gelmez. Organizmada her bir organ kendi enerjisiyle titreşir. Bu titreşim enerjisi;toksinler,mikroorganizmalar,vs. sonucu bozulduğunda organ fonksiyonlarını kaybetmeye başlar.   Bu tedavinin temelinde,organizmanın enerji alanı  adeta bir anti virus taraması yapar gibi   taranır, vücudun belli frekanslara verdiği yanıtlar alınır. Yani hastalıkların titreşimsel imzaları belirlenir,  normal değerler ile karşılaştırılır,akut ve kronik dengesizlikler belirlenir.Bu dengesizlikleri  ve  hastalıkları düzelten ve tedavi  eden frekanslar organizmaya geri verilerek, enerji akışının normale dönmesi sağlanır. Bir örnekle açıklarsak; diyelim ki  köpeğimizin sağlıklı bir  sidik kesesi var, sonra bir gün bir bakteri ile sağlıklı yapı bozulup,sistid oluyor. Bu durumda, sidik kesesinin sağlıklı frekansı değişir. İşte bu tedavi ile, hastaya sağlıklı sidik kesesi frekansını gönderip, vücudun tekrar sağlıklı hale gelmesini sağlıyorsunuz. Bu kadar basit. Üstelik non-invaziv (kansız) bir yöntem. Yani, hastadan kan alıp, idrar alıp, kültür antibiyogram vs. bile yapmadan tanıyı ve tedaviyi uygulayan bir sistem. Ayrıca, tanıyı koyup konvensiyonel tedavi ile de birleştirebilirsiniz. Yani, bakteriyi  identifiye edip, uygun antibiyotikle tedaviyi sürdürebilirsiniz.

Peki nasıl yapıyoruz?Bu, bir elektrofizyolojik biofeedback(geribesleme) cihazı ile yapılır.Hemen belirteyim ki, kesinlikle can yakıcı bir uygulama değil. Hastalar frekans alırken genellikle hafif bir uyku moduna geçiyorlar. Rahat rahat şekerleme yaparlarken, bir yandan da tedavi oluyorlar.  Vücudun kendini iyileştirme kapasitesini uyararak, tamamen doğal ve enerjisel yöntemlerleharekete geçirir.   Biofeedback prensibi, fizyolojik yanıtın ölçümü ve bunun canlıya geri verilmesi esasına dayanır.Cihaz, 12000 farklı  frekans bilgisini analiz edip, akabinde bozulmuş frekansları dengeliyor.5 dakikalık check-up ardından bulguların  dengelenme süreci başlıyor, yani normalden farklı titreşen, organ ve sistemleri algılayıp dengeliyor. Bu 5 dakika boyunca,vücuda 12 000 farklı frekans gönderiliyor, her bir frekansa vücudun tepkisi ölçülüyor. Bu frekanslar içinde; bütün patojenler, nörotransmitterler, toksinler, alerjenler, organ frekansları, meridyen noktaları, çiçek frekansları, riskler vb. mevcut.   Kuantum Biofeedback cihazının test sonucunda verdiği bilgiler, standart tıbbi testlerin(laboratuar testleri, radyolojik tetkikler)sağladığı bilgilerden farklıdır, çünkü vücudun enerji durumu hakkında bilgi verir.  Sağlığı bütünsel olarak ele alan bir yaklaşım sunmak için, fiziksel açıdan incelediği gibi duygusal, psikolojik , çevresel  açılardan da inceler. Vücudun her türlü zayıflığı, dengesizliği araştırılır,vücudun tepkisel yanıtları kaydedilir, böylece vücudun gereksinimleri,iyi çalışan ve çalışmayan vücut fonksiyonları, risk taşıyan enerji sistemleri ve organları belirlenir. Risk analizi ile, hastalıklar daha oluşmadan uyarı verir.   Bu Kuantum Biofeedback cihazı ile neler yapılabiliyor kısaca özetleyeyim;
Bedenin PH yani asit-alkali dengesinin düzenlenmesi
Bakteri-virus-mantar –parazitlerin tespit edilmesi ve temizlenmesi
Allerjenlerin tespiti ve desensitizasyon ile dengelenmesi
Besin intoleranslarının tespit ve dengelenmesi
Homeopatik tedavi
 Elektroakupunktur ve meridyen dengelenmesi (akupunktur iğnesi kullanmadan)
Vücuttaki;enzim,mineral,aminoasit ,vitamin düzeylerinin ölçülmesi
Vücudun bütünsel olarak hastalık oluşturma potansiyelini taşıyan alanların belirlenmesi ve düzeltilmesi
Sindirim ve bağırsak problemlerinin  belirlenmesi, düzeltilmesi
Kan analizi (üstelik kan almaya gerek kalmadan)
Omurga problemlerinin tespit ve değerlendirilmesi
 Detoksifikasyon
Hormon seviyelerinin dengelenmesi
Stres,adrenal bez ve kortizol dengesinin sağlanması

İyileşme prosesi akut olaylarda hemen başlarken, kronik problemlerde yavaş yavaş başlar. Akut olaylar tek seansda iyileşirken, kronikler daha fazla seansa gereksinim oluşturur. Seans sonrası, vücudun aldığı frekansları tam entegre edebilmesi için, 3-4 gün gibi bir süreye ihtiyacı olur. Bu cihaz, bioenerji, biorezonans, biofeedback alanında yapılan 20 yıllık tıbbi araştırmalara dayanır. Standart bir seans en az 1.5 saat sürer. Kaç seansa ihtiyaç duyulacağı, hastaya göre değişir. 17 yıl önce FDAonayı almış, Amerika, Rusya,Almanya gibi ülkelerde uygulanan bir yöntemdir.  Senelerdir fizik bedenin hastalıklarıyla uğraşan bir Veteriner Hekim olarak, bu cihazı kullanmaya başladığımdan beri, inanılmaz muhteşem sonuçlar aldım. Deneyimlemek isteyen  pet hayvanı(kedi köpek kuş vs)  hastalarımı bekliyorum.         
Dr. Gülay Ertürk
Veteriner Hekim&Homeopat
( Yayınlanan yazıların telif hakkı Dr.Gülay Ertürk'e aittir. Kaynak gösterilerek paylaşılabilir..)