Dr. Gülay Ertürk
Active Veteriner Sağlık
Merkezi,Ankara
( Yayınlanan yazıların telif hakkı
Dr.Gülay Ertürk'e aittir. Kaynak gösterilerek paylaşılabilir..)
KÖPEKLER UTANIR MI? AĞLAR MI? NASIL DÜŞÜNÜR
ve HİSSEDERLER ?
Köpek
sahipleri olarak, köpeğimizin de, bizde olan tüm duygulara sahip olduğuna inanırız. Eve tuvaletini yaptığında, bize
kızdığı için böyle davrandığını düşünürüz örneğin. Ya da yaptığı bir yanlış
davranışın ardından utandığını iddaa ederiz. Peki, öyle midir gerçekten? Üzgünüm ama değil. Bizlerin
köpeklerde utandı, kapris yaptı diye düşündüğümüz duygu durumları, onların
vücut dilini yanlış yorumlamamızdan başka bir şey değildir.Genellikle onların,
stres altına girmiş vücut dilini böyle yanlış yorumlar ve köpeklerin de biz insanlarla aynı düşünüp aynı duyguları
yaşadığını zannederiz. Oysa ki öyle değildir.
Köpekler;
utanç, mahçubiyet, gurur , suçluluk gibi duyguları bizim gibi hissedemezler.
Duygusal ifadeleri her ne kadar insansı
görünse de, ya da biz öyle zannetsek de, onların beyinleri bu duyguları yaşayacak
donanımda değildir. Bizlerde bu duyguları yaşatan beyin yapısı, köpeklerde
ilkel kalmıştır.Köpekler nasıl hissederler? Bu konulara girmeden önce köpek kim soruna yanıt arayalım isterseniz.
Köpek
Kimdir?
Şimdi
size o minicik Chihuahua ırkı köpeğinizin kromozom sayısı ile vahşi bir kurdun kromozom sayısı
aynı olduğunu söylesem şaşırmazsınız değil mi? Yani onlar aynı tür canlılar.
Daha da açıkçası, o minik köpeğinizin içinde gerçek bir kurt saklı. Köpeğin canlılar alemindeki sınıflandırması
değerlendirildiğinde, köpeğin ve kurdun
sınıflandırması aynı çizelgede olup, sadece alt türe gelindiğinde evcil köpek
ve kurt ayrışır. Köpeklerde, Kurt içgüdüleri olduğu yadsınamaz.
Köpekler,eğitildikçe ve öğrendikçe içgüdüleri azalır, ancak yok olmaz,
eğitildikçe gelişirler ve soydaşları olan kurtlardan farklılaşırlar. Kısacası
köpek, yüzyıllar içerisinde kurt olan atasından farklılaşmıştır, ancak en temel
içgüdüleri yine de atası olan kurt ile
ortaktır.
Duyguları Hissetmede Beynin Rolü:
Düşünceleri ve duyguları yöneten beynin farklı bölümleri vardır. Doğuştan gelen kaç ya da savaş gibi pirmer
duygular, hayvanlarda da insanlarda da aynıdır. Ancak, utanç, mahçubiyet gibi
duygular ise, prefrontal korteksin güdümündeki sekunder duygulardır. İnsan
beyni ile, köpek beyni arasında önemli farklardan biri, beynin frontal lobu ile
ilgilidir. Bu lop, insanlara oranla köpeklerde küçüktür. Bu bölge insanlarda
entelektüel fonksiyonlardan sorumludur.Beynin kabuğu da, üzerindeki girinti ve
çıkıntılar itibariyle köpeklerde ve
insanlarda farklıdır.
Yapısal Olarak Beyin
Beyin; Beyincik, Beyin ve Beyin Sapı ile
beraber değerlendirldiğinde, serebrum yani beyin ; öğrenmeyi,duyguları,davranışları kontrol eder. Beyincik yani
serebelum; kas kontrolünü sağlar. Serebellum, hareket ve duyuların eş güdümünde
önem taşır. Serebellumu zarar görmüş hayvanlarda hareket bozukluğu olur. Beyin
sapı ise; periferal sinir sisteminin bağlantılarını kontrol eder.
1-Beyin lopları açısından 4 farklı bölümde değerlendirilir. Bu lopların
ayrı işlevleri vardır.
Frontal
lop:Alın çevresinde bulunur. Duygular, plan yapma, hareket ve insanlar için
konuşmada görevlidir. Yaratıcılık, yargılama, problem çözmeden sorumludur. Bilincin
merkezidir. Köpeklerde zayıftır.
Parietal
lop:Frontal lobun arkasında bulunur. Beynin arka tepesini oluşturur. Dokunma,
ağrı,tat,basınç,sıcaklık gibi sinir duyular ile ilgilidir. Aynı zamanda dil
fonksiyonları da vardır.
Temporal
lop:Beynin yan taraflarında kulakların üstünde bulunur. Duymadan, hafızadan,
anlamlandırmadan ve dilden sorumludur. İşitme, öğrenme ve dil ile ilgili
işlevleri vardır.
Oksipital
lop:Beynin arkasında bulunur. Objeleri tanıma yeteneği sağlar. Görmeden
sorumludur.
2-Beyin;
katmanları açısından üç bölümde değerlendirilir. Beyin sapı, Limbik Sistem, Korteks.
Beyin
Sapı = Reptilian ( Arka Beyin ) ; Beyin sapı en ilkel alanı
oluşturur. Beynin alt kısmıdır ve yapısal olarak, Medulla Spinalis olarak devam
eder.Burası,canlıın üreme, yeme-içme,barınma gibi yaşamını mümkün kılan
sistemlerin otomatik olarak yürütüldüğü bölümdür. İç güdüsel davranışlar
buradan yürütülür.
Limbik
Sistem (Orta Beyin); Limbik Sistem, Temporal Lop, Subkortikal
ön beyin, ve orta beyin bölgelerindeki ;Hipotalamus,Talamus, Hipofiz bezi,
Epifiz bezi, ve Amigdala yapılardan
ibarettir. Duyguların üretildiği, yönlendirildiği,sınıflandığı
ve arka beyne iletildiği bölümdür. Yoğun duygular, kalıcı öğrenmenin temelini
oluşturur.Öfke,zevk,sevinç hep beynin bu bölümünde üretilir.
Thalamus- Beyin sapının üzerinde, duyularınızdan bilgi(görme,
işitme, koku gbi) almak ve bu bilgiyi beynin diğer bölümlerine iletmeyi sağlar.
Talamusa ulaşan ham bilgi, kortekse iletilir. Bu bölümde uygun bir tepki
belirlenir. Tepki duygusal ise amigdalaya başvurulur. Amigdala, ne emrederse,
korteks artık onun dediğini yerine getirir. Talamusdan, amigdalaya bilginin
nakledilmesinde iki yol vardır. Ya dolaylı ya dolaysız. Dolaylı yol, düşünen
beynin yani korteksin tasarrufundadır. Neticede akla uygun çözümler üretir.
Dolaysız yol ise direk amigdalaya bilginin sızdığı yoldur. İlkel dürtüsel
tepkidir. Bu ilkel dürtüleri yumuşatan ,duyguların makul tepkilere dönüşmesini
sağlayan korteksdir. Hüzün gibi bir duygu köpeğin korteksinde işlenemez. O
yüzden köpeklerde bu sosyal duygular yoktur. Korteks bunları işlemeye uygun
değildir. Hüzünlenip ağlamak biz insanlara özgüdür. Limbik sistem aynı zamanda ödüllendirme
merkezi olarak da geçer.Limbik sistem hoşuna giden olayların tekrar yaşanmasını
ister.Ödül olmazsa sistem kapanır. Bir köpeğin kendisi ve çevresi ile ile
ilgili bağlantılarını Limbik Sistem fonksiyonları belirler.İster Klasik
koşullanma ister Operant Koşullanma olsun, köpeklerde öğrenme Limbik sistemde
olur. Limbik Sisteme girilmemiş bir
kayıt, köpekte panik yaratır. Ağaçtan düşen elmanın yerde çıkardığı sesi bilen
köpek bu olayı olağan karşılarken, ilk kez böyle bir olay yaşayan köpek korkar.
Bu Limbik Sisteme girilmiş kayıtla ilgilidir.Limbik sistem, insanlarda da
bilinçaltı ile ilgilidir. Bilinçaltı yorum yapmaz. Anlamsız bağlantılar kurar.
Ağladığı için annesi tarafından emzirilen bir bebeğin, ağlayınca memeden süt
gelir diye düşünmesi gibi. Limbik sistem içindeki yapılardan olan Hipokampus,
anıları saklar. Köpeklerin zihninde de
anılar vardır. Ancak bu anılar insanlardaki kadar keskin değildir.
Korteks (Beyin Kabuğu): Beynin her iki
yarımküresini de kaplayan korteks de köpeklerde insanlardan farklıdır. Evrim sırasında en fazla değişime uğramış
beyin bölgesi, beynin dış tabakası olan korteksdir.Yani beyin kabuğu.Prefrontal
korteks insanlarda çok gelişmiştir. Sistemli düşünmenin ve konuşma, bilinç,irade , kavram
oluşturma,bildiğinin farkında olma, akıl yürütme gibi fonksiyonların icra edildiği
merkezdir. Korteks üzerinde oluk ve yumrular vardır. Beynin işleviyle ilgili önemli bir ipucu, daha gelişmiş hayvanlardaki
korteksin daha kıvrımlı bükümlü olmasıdır. Korteks ne kadar büyük se, hayvan o
kadar fazla düşünebilir. Köpek korteksi
de insan korteksi gibi çalışır.Ancak, köpek korteksi insan korteksi kadar felsefi yetenek ve niceliğe sahip değildir. Korteks
işbirliği ile refleksler yönetildiğinde öğrenme eylemi gerçekleşir.Köpekte beyin
korteksi,öğrenmede ve problem çözmede insan korteksi kadar faal
değildir.
Köpeğin
Algıları ve Beyin Gelişimine Etki
Eden Faktörler :
Beynin prefrontal korteksi, biz insanlarda,
gelişimi en uzun süren kısımdır. İnsan beyninde myelinizasyon 3 yaşının sonuna
kadar sürer.Köpek yavrusu da beyin miyelinizasyonu açısından immatür doğar.
Beyin gelişimleri doğumdan sonra da sürer.Bu yüzden yeni doğan yavru ilk üç gün
içinde kesilen kuyruğunun acısını algılamaz ancak, myelinizasyon süreci
insandaki gibi yıllar almaz, daha hızlıdır. Yavruda henüz beyin miyelinizasyonunun
tamamlanmadığı, EEG aktivitesinin gözlemlenmediği neonatal dönemde(doğum
sonrası ilk 2 hafta) bile, dokunma, ısı ve tat algıları mevcuttur. Görme, duyma
ve ısı düzenleme ise henüz gelişmemiştir. İlk iki haftadan sonra bu duyular da
gelişir. Yavruda, neonatal periyotda
sadece derin uykuyken görülen düzensiz ve düşük amplitüdlü EEG
dalgaları, 2 aylıktan sonra derinleşmemiş uyku halinde de görülmeye
başlar.
Yavru
köpekte, beyin gelişimini etkileyen faktörler vardır.Örneğin,gebelik sürecinin
üçüncü aşamasını stres altında geçiren anne köpeğin yavrularının öğrenme
yeteneğinde düşüklük , duygusallığında ve davranışlarında abartı olur. Öte yandan, yavru köpeğin EEG yorumları
eşliğinde yapılan çalışmalarda,
yaşamının ilk yıllarında yumuşak stres altında bulundurulanlar , ilerleyen
dönemlerde problem çözmede stressiz büyüyenlere göre daha başarılı olmuşlardır . Yavrunun beyin
gelişimi için neonatal periyoddaki yumuşak stresin olumlu olduğu sonucuna
varılmıştır. Hafif stres yavruyu olgunlaştırır, büyütür, duygusallığı azaltır,
bazı hastalıklara karşı direnci arttırır. Eğitimsiz köpeklerin frontal lobu
yeterince büyüyüp gelişemez. Yavru
bir köpek, büyüme döneminde çok uyarana maruz kalıp beyni süper stimüle
edilirse, beyin hücreleri ve bunların iç bağlantıları gelişir. Duyusal
uyarıların köpeği erken etkilemesi, sonraki dönemlerde yeni çevreyi kolay
tolere etmesini sağlar. Melez köpeklerin, beyinleri saf ırklardan daha büyük,
uyarı stimülasyon aralığı daha geniştir
.
Köpekler Nasıl Düşünürler?
Kimi
bilim adamları,dil ve düşünme
yeteneğinden yoksun olanların bilinçsiz olduğunu iddia ederler ki bu durumda
otistik kişileri de hayvanlar gibi aynı grupta değerlendirmek gerekir. Çünkü
onların da beyinlerinde içsel bir dil yoktur.Dil olmadığı için bilincin
varlığını yadsıyan bu görüşe karşı çıkanlar ise, görsel algıdan bahsederler.
Yani bir kavramı anlamak, hayali olarak görsel resmin şeklini bilmek ve
hissetmektir.Bu yorumu destekleyenler, düşüncenin dil temelli değil duygu
temelli olduğunu savunurlar. Kavramlar zihin hafızasında ayrı ayrı resim olarak
stoklanır. Kavramlar şekillerle sınıflandırılır. Görsel olarak şekillenmeyen
kavramlar da iyi ve kötü olarak sınıflandırılır. Örneğin evi kirletmek sonunda
cezalandırılmak olduğu için kötüdür.
Görsel algıda, kavramların oturduğu bir dil yoktur. O yüzden somut şeyleri anlamak kolaydır.
Ancak felsefi ve soyut kavramları
anlamak çok zor hatta imkansızdır. Onlar için sözcükler zihinde resmedilmediği
sürece anlamsızdır. Görsel resimlerle
kavramlar şekillendirilip, genelleştirilir.
Bazı
bilim adamlarınca hayvanlar, otistik insanlar gibi düşünürler.
Örneğin
bir rehber köpek, yaşadığı bölgedeki kavşakları tanımayı öğrenebilir. Eğiticisi
ona kavşakların genel özelliklerini eğiterek öğretebilir. Trafik ışıklı bir
kavşakda nasıl davranacağını öğrenen bu köpek, trafik ışıklarının olmadığı
kavşakta ne yapacağını şaşırır. Otizm, yani söze dayalı olmayan iletişimde de
durum aynıdır. Örneğin,otistik bir kişi, kendi evinin olduğu yerde karşıdan
karşıya geçmemesi gerektiğini bilir ama başka bir yerde bu kuralı
uygulamaz.Otistik biri için, güvenlik görevlisi yeşil kıyafetli insandır.
Kendisini durdurup kontrol edendir. Fakat, onu neden kontrol ettiğini bilmez.
Ötesini anlayamaz. Yine araştırmalar ortaya koymuştur ki, otistik beyinlerde
beynin farklı kısımlarının iç bağlantıları daha azdır. Otistikler, aynı anda
duyma ve görmede büyük zorluk yaşarlar. Birden fazla uyarana maruz
kaldıklarında, bu uyarıları birleştirip bütünleyemezler.
Köpekler,
duyu algılarıyla düşünürler. Görsel, işitsel ve koku imajları oluştururlar. Eve
geç gittiği için sahibinin yastığını, gazetesini, ayakkabısını parçalayan köpek
aslında sahibini sembolize eden nesneleri , sahibi ile iletişime geçme çabası
yüzünden parçalamıştır.
Sahibi
ile eğlenceli zaman geçiren köpek, bu tanımlamayı beynine işler. Sahibinin eve gelme saati geldiğinde,
deneyimlediği imaj ile, sahibini selamlama seremonisine hazır bekler. Bu aşamada vücudu da salgıladığı adrenalin ile beklemeye eşlik
eder. İstediği gerçekleşmediğinde yaşadığı hayal kırıklığı ve endişe hali
Adrenalin seviyesini daha da yükseltir. İsteğini tatmin edecek gerçek bir şeyle
uğraşma haline yönelip sahibini deneyimlemek ister. Bu sahibine ait bir eşyadır. En azından
sahibinin kokusu olmalıdır. O eşyayı
parçalar, koklar, tadına bakar. Sahibinin yerini tutmasa da bu davranışlarla
tatmin olmaya çalışır. Sahibi gelince, yaşadığı manzara karşısındaki tavrı ile
ona kötü davranması sonucu bu kez sahibi ile ilgili negatif imaj beynine
resmedilir. Genelde köpek sahipleri ilk cezalandırmadan sonra köpeğin birkaç
gün için iyi olduğunu ve hatasız davrandığını söylese de aslında bu travmatik
deneyimin yarattığı amnezi durumudur. Köpek, sahibi ile arasındaki duygusal
kararsızlığı bozuluncaya kadar bu eşyalara br daha zarar vermez. Ancak,
sahibine ait negatif ve pozitif imajların zıtlaşması köpekte daha büyük
sıkıntılara yol açar. En doğru tutum, köpekte , sahibine ilişkin negatif imaj
yaratılmamasıdır. Eşya parçalayan köpeği dövmek yerine, onu başka bir odaya
alıp dağıttığı odayı temizlemek ve bir daha bu olayı yaşamamasına özen
göstermek gerekir. Dolayısıyla
separasyon anksiyete gibi sorunları çözmek için en iyi tedavi pozitif imaj
uygulamalarıdır.
Köpek ler
Nasıl Öğrenirler?
1-Gözlemleyerek:Bu,
basit bir neden için gönüllü bir harekettir. İrade ile yapılır. İrade dışı
gelişmez. Örneğin, oyuncak kutusundan oyuncak alıp çiğneyen köpeği gören bir
başka köpek de gözlemleyerek aynı şeyi yapar.
2-Klasik
Koşullanma:Başlangıçta bir uyarı ve ona yanıt olarak gelişen refleksel
tepkinin, aynı uyarıcıya eş zamanlı (ya da hemen evvel ) ikinci, nötr bir uyarıcı ekleyerek yeniden oluşmasını sağlamak, ve nihayetinde
ilk uyarıcıya(mutlak uyarıcı) gerek
kalmadan sadece ikinci-nötr uyarıcıya
maruz bırakarak aynı tepkiyi yaratmak.Bu tepki irade dışıdır. Bu öğrenme şeklinde dört etken vardır.
Koşulsuz uyarıcı, koşulsuz tepki,koşullu uyarıcı ve koşullu tepki. Pavlov
bunu,yemek,salya,zil sesi,salya olarak deneylemiştir.
3-Edimsel
Koşullanma(=Operant Öğrenme):İstenilen bir davranışın koşullanmasıdır. Klasik
koşullanmada tetiklenen bir davranış varken, Edimsel Koşullanmada, istemli
olarak davranışı sergileme fiiliyatı vardır.Uyarana karşı tepkilerini seçme ve
davranışta bulunmada serbesttir. Köpek, bir davranışın ne türden sonuçlara yol
açacağını öğrenir.Davranışının sonuç ile bağlantısını kavrar.Davranışının
sonucuna bakarak ödüle götüren yolu öğrenir. Davranışının devamlı olması ve
daha iyi sergilenmesi için pekiştireçler kullanılır. Köpekler için pekiştirme
ve cezalandırmalar 1-3 saniye içinde uygulanmalıdır.
Zamanlama doğru olmazsa köpeğin kafası
karışır. Yapılması istenilmeyen davranışlar için de cezalar uygulanır. İnsanlar
için, birine bir şeyin niçin olduğu açıklanabilir, ancak köpekler için bu mümkün olmaz. Edimsel koşullanmada köpek,
bunu yaparsam şu olur, şunu yaparsam bu oluru öğrenir.
Dr. Gülay Ertürk
Veteriner Hekim&Homeopat
( Yayınlanan yazıların telif hakkı Dr.Gülay Ertürk'e aittir.
Kaynak gösterilerek paylaşılabilir..)