Dr. Gülay Ertürk
Active Veteriner Sağlık
Merkezi,Ankara
( Yayınlanan yazıların telif hakkı
Dr.Gülay Ertürk'e aittir. Kaynak gösterilerek paylaşılabilir..)
EV HAYVANLARININ TEMİZLİĞİ
Köpeklerimizi, kedilerimizi küresel bir pandeminin yaşandığı şu günlerde, nasıl temiz tutacağız? Mikroplardan nasıl arındıracağız?Sirkeyle mi yıkasak, karbonatla mı fırçalasak?
Hepinize
merhaba,
Hayatımızı
kabusa çeviren şu Coronalı günlerde, evlerimizdeki minik dostlarımız ile ilgili
endişeleriniz için bazı konulara açıklık getirmek istiyorum. Onları nasıl
koruyacağız?Hastalık etkenlerini nasıl uzaklaştıracağız?
Öncelikle;
insanlarda seyreden Corona virüs hastalığının kedi veya köpeğinizden
geçmediğini bilin ve rahat olun. En azından şimdiye kadar böyle bir vaka yok.
Kediler ve köpekler, şayet hem sokakta geziyor hem eve giriyorlarsa, o durumda
hasta insanların gezdiği yerlerde gezmek ve o hastalık etkenlerini kendi
vücutlarına temas eden yüzeyleriyle eve taşımak suretiyle risk taşıyabilirler.
Peki ne yapacağız. Öncelikle,gerekli
önlemleri alıp,onların da temizlik ve hijyenine dikkat edeceğiz. Bunu nasıl
yapacağımızı anlatacağım, ama asıl değineceğim konu stresden uzak durmamız gerektiği. Stres ve hezeyandan uzak duracağız. Benim
hasta sahiplerimin içinde, Corona
korkusundan, evindeki kedisini-köpeğini atmayı düşünenini hiç duymadım, ama ola
ki böyle bir şeyi aklından geçiren varsa önce şunu bilsinler. Ev hayvanları
,bırakın size Corona illetini
bulaştırmayı, bilakis Coronaya karşı korurlar bile. Nasıl mı? Stresinizi azaltarak. Biliyorsunuz stres tüm
hastalıkların ve mikrobiyolojik hastalıkların en önemli nedeni. Stres, immun
sistemi yani vücudun kendini koruyabilme ve hastalıklara karşı dirençli olma
sistemini düşürür. Sürekli stres içinde olursanız, daha kolay hasta olursunuz.
Oysa, evdeki hayvanlarımız ile vakit geçirdiğimizde, keyifli oluruz. Stresen
uzaklaşırız. Onlar bizi eğlendirirken, aynı zamanda, inanın sağlığımızı da
güçlendirirler. Bunu unutmayalım.
Dezenfeksiyon
nedir?Dezenfeksiyon, bir yüzeydeki patojen (hastalık yapıcı etken)sayısını
azaltmak için, yapılan işlemdir.Farklı patojenler, etkili dezenfeksiyon için farklı yaklaşımlar gerektirir. Yani, tek
bir dezenfektanın, tüm patojenler için önerilmesi, mümkün değildir. Örneğin,
protozoonal oositleri (yumurtaları)yok etmek için gerekli olan buharlı temizliği bir kedinin derisine
uygulamak mümkün mü? Elbette değil. Böyle bir uygulama ile oositleri yani parazit yumurtalarını yok ederiz
ama beraberinde kediyi
de yakarız.Bu arada protozoonun ne olduğunu açıklayaım. Protozoon, başka
bir hayvanda veya insanda parazit olarak
yaşayan yada tek başına serbest olarak
yaşayabilen tek hücreli bir canlı. Dezenfeksiyonun çeşitli yöntemleri
vardır. Bakteriler, viruslar ve diğer patojenler için, fiziksel etki(ısı,
buhar),ultraviyole, kimyasal dezenfektanlar, alkol, Sodyum hipokorit(Çamaşır
suyu), hidrojen peroksit(Oksijenli su), klorheksidin, iyotlu bileşikler, Soyum
bikarbonat,asetik asit(ev sirkesi),Sitrik asit (limon suyu),Gümüş bileşikleri,
Uçucu yağlar kullanılabilir.
Hadi
şimdi, bu anlamda evde neler yapabileceğimize bir göz atalım. Mikotik yani
mantar etkenleriyle ilgili
kontaminasyonlar (bulaşma) için, 60 derece ısıda yıkamak yeterlidir.Yine , kedilerde etkili
bir virus olan Felin Calici virüsü
inaktive etmek için, 60 derece ve üstündeki sıcaklık yeterliir.Calici virus,
kedilerde akut üst solunum hastalığı ve ağız içinde ülseratif yaralarla
seyreden kediler arasında bulaşıcı bir hastalıktır. 56 derece ve üzerindeki
sıcaklıklar da Giardia kistlerini %99 öldürür.Giardia da bağırsaklarda yaşayan
protozoon yapısında bir parazittir.
Protozoonun ne olduğunu biliyorsunuz artık. Ancak öte yandan, parvovirus, en az
bir saat boyunca 80 derece sıcaklığa bile dayanır. Parvovirus ailesinin
üyeleri, kedi, köpek ve insanları hasta edebiliyor. Ancak, her tür için ayrı
etken hastalık oluşturuyor. Yani, köpek parvovirusu kediye geçmiyor.
İnsana da geçmiyor. Köpekte parvovirus,
kusma ve kanlı ishallere sebep olan öldürücülüğü yüksek bir hastalık. Keza,
kedide de halk arasında kedi gençlik hastalığı olarak bilinen kedi parvovirusu
da ishal ve kusmayla seyreden ölümcül bir hastalıktır. Bu hastalıklardan,
koruyucu aşılarla minik dostlarımızı koruyabiliriz.İnsanlar benim konum değil
ama 5. Hastalık diye bilinen çocuklarda
görülen hastalığın etkeni de yine bir parvo virus.
Konuyu
dağıtmadan dezenfektanlara devam edelim. Alkoller de dezenfektan etki sağlar.
Alkoller, hücre zarını, virus zarfını bozmanın yanında, proteinlerin denatürasyonu
ve pıhtılaşmasını da içeren bir etki
moduna sahiptirler. Ancak, Virusidal etki açısından, etanol(etil alkol) zarflı
virusların zarf yapısını bozarak etkili olsa da, zarfsız virüslere karşı zayıf aktiviteye
sahip olduğu bildirilmiştir. Parvovirus 5 dakika boyunca alkolle maruz kalmaya
direnmiştir örneğin. Parvo virus, zarfsız bir virusdur. Calici virus da
öyle.Adeno virus da zarfsızdır. Kuduz virusu, Köpek Distemper (Gençlik
Hastalığı) virusu, Herpes virus,Corona virus zarflıdır. Bu zarf konusundan,
önceki yazımda bahsetmiştim. Bazı
virusların yapılarını saran bir membran var. Yağ, protein ve karbonhidrattan
ibaret bir yapı. Bazılarında yok. İşte bu membranlı olanlara zarflı deniliyor.
Şimdi
gelelim çamaşır suyuna. Sodyum Hipoklorit,yani çamaşır suyu, 100 yıldan fazla
bir süredir dezenfektan olarak kullanılmaktadır. Geniş bir antimikrobiyel aktivite, hızlı bakterisidal etki, suda
çözünürlük , düşük maliyet gibi avantajları vardır.Etkinliği klor konsantrasyonu
ve PH’sı ile ilgilidir. Viruslar, bakteriler, mantar ve protozoonlar buna hassasdırlar.
Eczanelerden
kolayca alabileceğiniz oksijenli su yani,Hidrojen peroksit de,
Anerobik(oksijensiz ortamda yaşayan) bakterilere karşı, kontamine yaralarda
kullanılır. Emboli riski nedeniyle kapalı yaralarda kullanılmamalıdır.
Klorheksidin
de Eczanelerden bulabileceğiniz bir ürün. Antimikrobiyel etkisi alkollerden
daha yavaş gerçekleşir.Felin Calici virusa karşı etkisizdir.
İyot,
Gram pozitif ve negatif bakteri, mantar, protozoon ve bir dereceye kadar virüslere karşı geniş
spektrumlu aktiviteye sahiptir. Bakteri sporlarının imhası, 15 dakikadan daha
uzun nemli temas gerektirir. Alkol ile birleştiğinde, sinerjik etkiye sahiptir.
İyot, parvovirüsü öldürür.
Sodyum
bikarbonat(bildiğimiz karbonat yani ), gıda ile temas eden yüzeyler için mevcut
kimyasal dezenfektanlara göre, güvenlidir. %5 ve üzerindeki konsantrasyonu 1
dakika temas süresi içinde, gıda temas yüzeyinde, Felin Calici virus titesini
%99 düşürür. Ancak, Listeria monocytogenes ,E.coli’ye ve Salmonella
Typhimurium’a etkisizdir.
Asetik
asit(Ev sirkesi), Ucuz ve kolayca temin edilebilen ev sirkesi, (%2,5-%5 lik)
gıdalar için kullanılabilir. 25 derece oda sıcaklığında seyreltilmemiş sirkenin
pH’sı 2.5 dur. Bu 1 dakikada Salmonella typhimurium’u azaltır.
Sitrik
asit(limon suyu), %5 ‘lik asit çözeltisi, 55 dercelik bir ısıda Listeria
monositogenleri 10 dakikada azaltır.
Uçucu
Yağlardan , Kekik yağı Staphy. Aureus’ a etkilidir. İnsanlarda
etkin,Staphylococcus aureus, Enterecoccus fecalis, E.coli, Candida albicans
şeklinde dört oral patojen(hastalık yapıcı etken) için karanfil yağı, nane
yağı, çayağacı yağı önemli inhibitör(azaltıcı) etki göstermiştir.Ancak bunlar
kediler için toksiktir.
Gümüş
bileşikleri; gümüş yüzyıllardır çatal
bıçak takımı olarak antimikrobiyal etkisi nedeniyle kullanılmıştır. Gümüş,
antibakteriyel, antifungal, antiviral etkilidir. Gümüş bileşiklerinin
antimikrobiyal etkisi, salınan biyoaktif gümüş iyonu ve bunun bakteriyal veya
fungal hücre zarlarıyla etkileşime girebilirliğiyle orantılıdır. Gümüş metal ve
inorganik gümüş bileşikleri su, vücut sıvıları veya doku eksudatları(yangısal sıvı) varlığında
iyonize olur. Bakterilerin ve mantarların hücrelerinin içine gümüş girdiğinde
hücrelerin enzim sistemleri ile etkileşime girer ve irreverzibıl denaturasyon (geridönüşümsüz
olarak protein yapıların
bozulması)gerçekleşir.Nanoteknolojideki son gelişmeler ile gümüş iyonlarından
daha verimli nanopartiküler olarak saf gümüş üretimi mümkündür.Günümüzde çeşitli
patojenlere, özellikle de mevcut antibiyotiklerle tedavisi mümkün olmayan çoklu dirençli patojenlere karşı, saf gümüş
kullanma stratejileri
geliştirilmektedir. Gümüş nanopartiküllerİ, virus bakteri ve mantar gibi
mikroorganizmaların protein içeriğinin disülfür bağlarıyla etkileşime girer.Gümüş
nanopartiklleri düşük konsantrasyonda toksik değildir. Metisilline dirençli
Staphy. Aureus, Pseudomonas aeruginosa, ampisilline dirençli bakteriler de
dahil olmak üzere en az 12 bakteri türü üzerinde antibakteriyel etkiye sahip
olduğu saptanmıştır. Gümüş iyonları, invitro olarak Salmonella enterica ve kedi
Calici virus aktivitesine karşı güçlü bir antimikrobiyel etkinlik göstermiştir.
2012 yılında , araştırmacılar, ( Woods ve arkadaşları)bir kedide, tümör
çıkarılması ve radyasyon tedavisini takiben, dirençli bir yara enfeksiyonunu
tedavi etmek için nanokristalin gümüş pansumanı yaparak, yönetimi zor bir
cerrahi bölgeyi tedavi etmişlerdir.
Şimdi
bu kadar şeyden sonra neler yapabiliriz bakalım. Ev kedisi sahipleri şanslı.
Kediler, zaten evden dışarı çıkmıyor. Ama, bazı kediler hem eve girip, hem
sokaklarda gezebiliyor.Köpekler için
ise, yürüyüş bir ihtiyaç.
Önlemlerimiz
şöyle;
1-
Onları tuvalet, egzersiz vs. ihtiyaçları için dışarı çıkarıp gezdirmek zorunda
olduğumuzda, eve geldikten sonra , güvenli hale getirmeden evin içinde
dolaştırmayacağız.Yani patileri başta olmak üzere, özellikle yerlere değen
patilerini, ağız-burun vs. onlar için özel bir kedi-köpek şampuanı ile
sileceğiz.Durulayıp, kuruladıktan sonra evde gezmelerine izin vereceğiz.
2-
Özellikle köpeklerimizi dışarıda dolaştırırken, burunlarının sürekli yerlerde bir şeyler koklayıp, ağzına
bir şeyler almalarına asla müsaade etmeyeceğiz.Unutmayalım, Parvo viral enterit, Corona enteriti oral,
Köpek Gençlik hastalığı ise oral ve
solunum yoluyla bulaşır. Gerekirse bir
yürüme eğitimi alarak, köpeğimizle yaptığımız yürüyüşleri bir egzersiz
niteliğinde ve tempolu gerçekleştireceğiz.
Yürüyüş bitince, tasmayı çıkartmadan onu serbest bırakıp, çiş kaka yapmasına
izin verebiliriz.Bunun için 15-20
dakikalık bir yürüşün ardından 3-5
dakika yeterlidir.
3-Onların
hastalık etkenleri ile kontamine olma ihtimali olan yıkanabilir kıyafet, aksesuar vb. gibi eşyalarını, en az 60 derecelik suda ve en az
yarım saatlik sürede olmak üzere yıkayıp, o şekilde kullanacağız.
4-Mama
kabı, su kabı, tuvalet kutusu gibi eşyalarını belli periyotlarda bir 30 kısım suya karıştıracağınız 1 kısım çamaşır suyundan hazırlayacağımız dezenfektanla yıkayabiliriz.( 1 lt suya, 1/3 çay bardağı
çamaşır suyu)
5-Evimizde
izde köpeğimizin yattığı yerleri, 1 lt suya karıştıracağımız 1 yemek kaşığı
arap sabunlu su ile silebiliriz.
6-Ferah
ve temiz bir oda için, yarım litre sıcak suya ekleyeceğimiz yarım çay kaşığı
karbonat ve 1 çay kaşığı limon suyu ile hazırladığımız karışıma 3-4 damla
yasemin, çam vs. uçucu yağlardan istediğimiz birini ekleyerek, doğal ve
zararsız bir oda spreyi hazırlayabiliriz.
7-Kedilerimizi
yıkayamadığınız için onları, tüylerinin arasına
karbonat döküp taramak suretiyle temizleyebiliriz.
8-Evde
yaşayan köpeklerimizi, onlar için uygun
olan bir şampuanla 2-8 hafta ara ile yıkayabilirsiniz.
9-Köpek
veya kedimizle aynı yatakta yatmayalım. Yatak odamızda olsalar bile, onlar
kendilerine ait minderlerinde uyusunlar. Yanımızda yatmalarına izin vermeyelim.
10-Kapımızın önündeki paspasımızı 1/10’luk çamaşır suyu ile dezenfeksiyon için
ıslak tutabilir, eve girerken ayakkabılarımızı silerek, hem onlar hem kendimiz
için dışarıdan hastalık etkeni taşımayı önleyebiliriz.
Benim aklıma gelenler böyle. Ancak yazının
üst kısımlarında değindiğim dezenfektanları da doğru kullanım dahilinde
kullanabilirsiniz. Sağlıkla kalın.. Dr. Gülay Ertürk
Dr.
Gülay Ertürk
Veteriner Hekim&Homeopat
( Yayınlanan yazıların telif hakkı Dr.Gülay Ertürk'e aittir.
Kaynak gösterilerek paylaşılabilir..)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder